Son devirde toplumsal medyada epey enteresan argümanlar dolaşıyor. Bunlardan biri de dekorasyonun hayatımızı etkilediği tarafında. Feng Shui’den bahsetmiyoruz. Bu yeni teori yatak odası dekorasyonunun çiftlerde aldatmayı etkilediğini söylüyor.
Eski bir Çin yerleşim ideolojisi olan Feng Shui, yani feng şui; pek çoğumuzun aşina olduğu bir dekorasyon metodu.
Yaşam gücünü yaşadığımız alanlara yanlışsız entegre etme prensibine dayanan bu ideolojiye nazaran, yaşadığınız yeri gerçek dekore ederseniz hayat kaliteniz güzelleşiyor. Eşyaları gerçek konumlamak ve gerçek modülleri tercih etmek gerekiyor.
Bu ideolojiyle pek alakası olmasa da, son devirde bilhassa toplumsal medyada sıkça gördüğümüz öteki bir dekorasyon ideolojisi var.
Bu ideolojinin kaynağı tam olarak bilinmese de, Feng Shui’den esinlenilmiş üzere duruyor.
“Aldatılmaya sebep olan yatak odası dekorasyonu” olarak paylaşılan bu teoriye nazaran yatak odasındaki yatağın ve aynaların pozisyonu aldatmaya sebep olabiliyor.
Şöyle açıklayalım; teze nazaran şayet yatak odasında yatağa paralel konumlanan rastgele bir ayna varsa, taraflardan biri eninde sonunda partnerini aldatıyormuş.
Sadece paralel de değil, yatak odasında yataktan görülebilen rastgele bir ayna da tıpkı sorunu teşkil ediyormuş.
Çapraz yahut ayak ucunda olması fark etmiyormuş.
“Yatak ve ayna ne alaka?” diyorsanız şöyle açıklayalım; teze nazaran yataktan görülebilen yansıma kişinin zihninde yatakta üçüncü bir kişiyi hayal etmesini sağlıyormuş.
Sanıyoruz ki burada cinsel ilgi kast ediliyor.
Pek çok kişi konutların küçüklüğünün bu sistemi uygulamak için kâfi olmadığını düşünüyor.
Böyle durumlarda aynaların kaplatılması yahut örtülmesi öneriliyor.
İnananların sayısı da epey fazlaydı.
Aldatmanın aynayla değil, karakterle ilgisi var.
Bu da farklı bir bakış açısı.
Batıl bir inanç diyebiliriz güya.
Tabii inancın değerini de yok sayamayız.
Peki siz yatak odasında ayna pozisyonuyla aldatma ortasında bir bağ olduğuna inanıyor musunuz?
